günaydın!

günaydın, bugüne bu 2 güzelle başladım.

masaüstü yakışıklılarım

bu arkadaş gelecek uzun sürer dizisinde oynuyormuş. çoğu kadın sever esmer tene renkli gözlü erkek  maşallah diyelim de :) arada masa üstümde duruyor kendisi (onur tuna)

onur tuna

bu veletin adını falan bilmiyorum bir yerlerden indirmişim bilen varsa ve beni aydınlatırsa çok makbule geçer zira başka fotoğraflarına bakmak için can atabilirim:) bir insanın yüz hatları bu kadar mı mükemmel olur burnunu seveyim, ellerinin güzelliğine oy oy 

kendisine yakışıklı diyemesem de çok sevimli buluyorum the oc dizisinden kalan tatlılıkla aklımdadır 

adını sanını bilmediğim bir yakışıklı daha nerelerden buldum kim bilir bu fotoyu:)

guillaume canet kendisini tanırsınız , oyuncu çok karizmatik buluyorum 

evet böyle bir klasör var bilgisayarımda , onlar masaüstümü süslüyorlar ben onlara baktıkça hayallere dalıyorum of offf bakalım kimler varmış?:)

definitely, maybe

izlediğim güzel aşk filmlerinden birisi .yine sıcacık bir hikaye  .

değişik bir tarzda anlatılmış,sıradan bir aşk hikayesi değil.babası kızına aşklarını anlatıyor , kadınların isimlerini  değiştirerek ve kız hangisinin annesi olduğunu bulmaya çalışıyor. bazen duygulandırdı bazen güldürdü açıkçası film

baba kız hikayeleri oldum olası beni çok etkilemiştir.sanırım babamla bir türlü kuramadığım iletişimden ötürü.açıkçası bu kızı çok kıskandım film boyunca. babamla böyle bir ilişkim olması için nelerimi vermezdim.ama olsun.. film hoştur izlensin...:)
(ve bir trailer ekledim)

bugün çok bu şarkı

yağmurlu bir pazar gününde bu şarkıyı dinlemek çok huzur veriyor.sözsüz olmasına rağmen beni çok etkileyen bir parça, sanırım dış çekim ve doğal olmasından dolayı. ayrıca da senin piyano çalan ellerin içtiğin sigaran olayım ben çocuk :)

kıskanıyorum

öyle bir rüzgar var ki sanki yer sallanıyor,korkunç sesler dışarıda.korkmuyorum ama yinede  sıcaklığını istiyorum  hatta şuan yer yüzünde sevgilisine sarılıp yatmış her bir insanı tek tek kıskanıyorum.

bu film izlenir!

of offf  diyorum ben bu filme, nasıl oldu da bu kadar geç izledim bilmiyorum ilk defa duydum bir kaç gün önce ..

konu itibariyle klasik diyebilirsiniz okuduğunuzda hatta biraz hotel california hikayelerine benzetebilirsiniz fakat film  bildiğimiz sıradan aşk hikayelerine göre çok farklı geldi bana

çok fazla bir şey anlatmayacağım film hakkında izleyin pişman olmayacaksınız ,hem belgesel tadında sürekli geziyorsunuz, hem de çok tatlı bir hikaye,o kadar şirin konuşuyorlar ki film hiç bitmesin istedim

insanın aşık olası geliyor şu kareye bak :)

ve buda before sunrise in devam filmi 

birinci filme göre daha bile hoş, film çiftin buluşmasının 9 yıl sonrasını anlatıyor..bittiği için çok üzüldüğüm bir film olmuştu lakin kısa bir araştırmadan sonra 3. devam filminin yolda olduğunu öğrendim. bu film 2004 yapımı tam 9 sene sonra yani 2013 te vizyonda olacakmış film... yaşasın! bir movie trailer da ekledim ,iyi seyirler

oje tutkusu

oje koleksiyonumdan bir görüntü,

bu da bugün seçtiğim oje. rengi tam anlamıyla belli olmamış telefondan çektiğim için,fakat çok tatlı bir rengi var gül kurusunun koyusu biraz.

ojenin markası pastel

çoğu hemcinsim gibi benim de bir oje tutkunu olduğumu söyleyebilirim. sürmediğim zamanlarda kendimi eksik hissediyorum:)

Stradivarius cicileri

bu cüzdanı zaten çok beğenmiştim aylardır indirime düşmesini bekleyip inatla almadım sonunda benim oldu hemde  15 tl ye (stradivarius'tan)

bu da içinin görünümü tek eksik noktası kartlık kısmı biraz az .

bu da baya indirime girmiş bir ürün hem şık hem de normal günler de giyilebilir ,aralardaki  simli çizgiler  ve ona uygun bir makyajla gece giyilebilir çok amaçlı bir ürün oldu benim için:)

gelelim fiyatına 27 tl den 17 tl ye düşmek suretiyle gayet makul olarak benim oldu.

dediğim gibi dün alışverişe çıktım ve bu güzeller indirim sezonuyla birlikte benim oldu:) şimdilik fotoğraflarını ekleyebildiklerim bunlar, görüşmek üzere...

kızlar indirim sezonu!

tabi bilenler vardır çoğu mağaza sezon indirimine girdi bu hafta. hatta ben şüpheliyim kesin hiç bir şey kalmamıştır  daha gitme fırsatı bulamadım çünkü .umuyorum ki yarın gitmek için vakit ayırabilicem. hem bu gece öğrenim kredileri  yatıyor biri bana yarın dur demeli ki bütün param kıyafete gitmesin:) pek şansım yok aslında 34-36 beden olduğumdan keza ayakkabıda öyle 37-38 numaralar en çabuk tükenenlerden ama artık yapacak bir şey yok. kıyafetler belli zaten aklımda pull and bear ve bershka döktürmüştü bu sene ilk gireceğim mağazalar bunlar .. yarı sabah 10 da kadın istilasına uğramadan umarım bir şeyler bulabilirim..
hoççakalın:)

biraz ben

nevşehir

foça

Biraz da kendimi tanıtmamın vakti sanırım ben memur bir ailenin ilk kız çocuğu olarak dünyaya gelmişim 24 ekim 1990 da Diyarbakır'da.Yaşım dolmadan ailem tayinle Nevşehir e gelmiş orada 7 sene yaşadım yani ilkokul 1 ve 2. sınıfı okudum.Çok hatırladığım bir dönem değil maalesef ilkokul öğretmenim ve 2 arkadaşımla görüşebildim yıllar sonra . Ve ikinci sınıfın yazında izmir foça ya taşındık artık bu sondu bu yere iyi kötü alışıp yeni arkadaşlıklar kurmalıydım.bu kadar yer gezdikten sonra kendimi çok yalnız hissediyordum. bu izmir in lanet  focasın daki evler göt kadardı odam bile güzel görünmüyordu bir çocuk olarak aklımı meşgul eden şeyler bunlardı . o değil de asıl kabus ondan sonra başladı 3. sınıfa foça da başladığım ilk gün annem beni okula götürdüğünde öğretmenlerin fotoğraflarının asılı olduğu tablonun  önünde durup bir resme doğru parmağımı uzatıp'inşallah bu benim öğretmenim değildir' dedim. annemden ses gelmeyince başımı kaldırıp baktığımı ve surat ifadesini unutamıyorum :) sen git o kadar fotoğraf arasından en nemrutunu seç. işte foça hikayesi de böyle başladı. varın gerisini siz düşünün..

final dönemi ya ben geldim

final tatilinde olduğum şu günlerde kendimi çalışmamak ve oyalamak için 'ne yapmalıyım?' derken , kendimi blog açarken buldum, nasıl iyi yapmışım değil mi?